Cazkolik

Caz müziğin online adresi 1 yaşında!

İyi günler Feridun Bey. Cazkolik ne zaman başladı bize anlatır mısınız? Şu an nasıl gidiyor ve amacına ulaştı mı? 

Selamlar. Cazkolik Şubat ayında 1 yaşına girecek. Henüz çok genç bir portal. Burayı açarken kendimize bir takım hedefler koymuştuk elbette, bu hedeflerin bir kısmı içerik ile ilgiliydi, bir kısmı da ziyaret ve ziyaretçi sayıları ile ilgili hedeflerdi. İşin doğrusu -biz az öngörmüş olmaliyiz ki- yıl sonu için koyduğumuz hedeflerin tümünü 7 ayda yakalayıp geçtik, bu bizim açımızdan çok sevindirici oldu. İlk çıkıştan itibaren sınırlı bir basın desteğiyle başladık ama en iyi tanıtım beğenen birinin arkadaşına söylemesidir diyerek ilerledi sitenin tanınırlığı. Google ve Facebook’un da etkisi çok büyük oldu. Bu ağları başarıyla kullanmak çok önemli, sahip olduğumuz bilginin bu ağlar sayesinde geniş kesimlere çok hızlı ulaşabileceğinin farkına vardık. 

Amacımıza ulaştık, bu önemli, ama amaç konusu hedef koymak gibi değildir, olmamalı da zaten. Sayısal verilerin yüksek oluşu yanıltıcı olabilir, burada önemli olan hem dikey başarıyı yakalayabilmek, hem de derinlemesine etki sağlayabilmek. Bu ikincisi çok daha zordur ve biz Cazkolik olarak bu kısma aslında yeni yeni geçiyoruz, bundan sonra caz severler için kalıcı ve güvenilir bir yer olmamız gerektiğinin farkındayız. Ülkemizdeki herhangi bir cazsever o gün caz müziği ile ilgili minicik bir an yaşamışsa dahi bunun bir şekilde ortağı olmayı istiyoruz. Bundan sonra bunu sağlamaya çalışacağız, umarız başarabiliriz.

Sitenizde birçok sanatçının adı geçiyor. Caz müzisyenlerini hangi kriterlere göre seçerek sayfalarınıza iliştiriyorsunuz?

Cazkolik olarak cazı, türevleri ile birlikte görmek eğilimindeyiz. Önemli olan geniş kanatlara sahip caz müziğini hem bir portal olma iddiasıyla mümkün olabildiğince geniş perspektiften görebilmek, hem de caz olarak üretilen müziğin nitelik çıtasını iyi tespit edip Cazkolik okuruna yansıtmak.

Hazırladığınız parça listesi sayesinde birçok kişi yeni isimler öğreniyor. Bunları seçerken yeni dinleyicileri de hesaba katıyor musunuz?

Cazkolik’i kurarken genel anlamda Türk caz dinleyicisinin -genelleme yaparsak- sevdiği caz dünyasının belli isimlerden oluştuğunu, yeni isimlerin eklenmesinde, ya da bırakın yeni isimleri, eski ama az tanınan hatta hiç de tanınmayan bir çok ismin müzikal beğeni skalamıza girmesinde sorun olduğunu farketmiştik. Biz biraz bunu kırmaya çalışıyoruz.

Bu seçimleri yaparken dinleyicimizin yeni mi, eski mi, genç mi, yaşlı mı olduğunu düşünmek galiba pek doğru bir şey değil! Açıkçası böyle bir ayrım yapmayı istemiyoruz.

Radyo programlarınızın kalitesi ve eşsizliği açık seçik kendini belli ediyor. Takip etmeyenlerin neler kaçırdığından bahsedebilir misiniz?

Umarız sizin gibi pek çok kişi böyle düşünüyordur, açıçası gelen yorumlardan, e-postalardan, ilgiden bunu doğrulayan pek çok övgü alıyoruz ve bu da bizi gururlandırıyor.

Takdir etmek okurumuzun yapacağı bir şey ama kalite konusunda iki önemli nokta var bizce; birincisi bu konudaki övgülerimizin en önemli bölümü programcılarımıza aittir. Hem sevgili Tunçel Bey, hem de Neşet Bey gerçekten programlarını yaptıkları müzikleri çok iyi bilen, tecrübeli, yıllardır bu işi yapan, çok geniş çevreye ve birikime sahip harika insanlar, Onların tümüyle bu müziğe olan sevgileri nedeniyle bu işi gönülden yapıyor olmaları Cazkolik için çok iyi bir şans. En başta Cazkolik olarak biz onlara teşekkür borçluyuz.

Diğeri ise Cazkolik programları dinlediğiniz normal radyo programlarının üretildiği teknik altyapıdan emin olun daha iyi şartlarda yapılıyor. Stüdyo sponsorumuz olan Marşandiz şu anda Türk müzik sektörünün en önemli kayıt stüdyolarından biri ve sağolsunlar bize kapılarını ardına kadar açtı. Programlar kaydedilirken olsun, aktarılırken olsun hiç bir şekilde sıkıştırmaya tabi tutmuyoruz, bu da teknik kaliteyi artırıyor ve pek çok okurumuzun övgüsünü alıyor ki bundan da memnunuz açıkçası.

Ankara Caz Festivali bitmek üzere. Son dönem caz etkinlikleri hakkında fikirleriniz nedir?

Evet, her yıl bir tema üzerinden hareket eden festival bu yıl da piyano üzerinden bir konsept oluşturmuş durumda. Cazkolik olarak tüm festivallerle ortak bir ilişki içinde yürümeyi istiyoruz ve açıldığımızdan bu yana yaptık da zaten. Geçen yaz İstanbul Caz Festivali, sonbaharda Akbank, Ankara, İzmir, Afyon derken cazın nefes aldığı alanlarda özel dosyalar, sayfalarla var olmak ve konserleri, müzisyenleri tanıtmak, anlatmak, programlara konuk etmek istiyoruz ve zaten de yapıyoruz.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti denildiğinde aklınızdan ilk neler geçiyor? Kültürel mirasımızın şerefine atılan adımlar hakkında yorumlarınız nedir?

Aklımızdan geçen İstanbul’un ayrıca bir caz başkenti olması. Tüm kültürel kesişim noktalarında bunu gerçekleştirmeye en yakın şehirlerden biri bizce İstanbul.

Ülkemiz dinleyicilerinin caz müziğine karşı olan reaksiyonlarını düşünürsek eskilere göre olumlu bir gelişme var diyebilir miyiz? Sizce artık daha fazla insanın bilinçli bir şekilde bu müzikten zevk aldığını düşünüyor musunuz?

Gelişme var, kesinlikle var… Olmaması mümkün değil zaten. Caz müziğinin ülkemizde güzel bir damarı var, altmışlı yıllara kadar uzanan belki sayıca az ama iyi bir dinleyicisi oldu hep, bu dinleyici zaman içinde önemli bir sayıya ulaştı. Azalması mümkün değil, giderek de artacaktır ki Cazkolik’te yaptığımız ankette de bu sonuç çıkıyor zaten. Şu anda -sonuçlar birbirine yakın olmakla birlikte- en önemli yaş grubu genç kesim. Bu da bizim için gayet iyi bir veri.

Okurlarımızın yerlerinden kalkıp izlemeye gitmelerini tavsiye edeceğiniz bir canlı performans, dinlemelerini önereceğiniz yeni albümler var mı?

Cazkolik’te duyurduğumuz her konseri yakından takip etmelerini öneririm.

Blogger Schizo! hakkındaki fikirleriniz nedir?

Doğrusu çok ilginç bir blog, tebrik ediyorum! Yoğun bir güncellemesi var, pek duymadığımız albümler, ilgi çekici isimler, blog tipi kişisel bir pencerenin spesifik olarak oldukça başarılı bir örneği!!!

Yanıtlarınız için çok teşekkürler, Cazkolik için bol başarılar!

Biz teşekkür ederiz. Blogger Schizo! okurlarına sevgilerimizi iletiyoruz. 

10 yıl aradan sonra Sade yeniden gündemde…

50'lik Adu'nun performansı merak ediliyor!

Çeşitli müzikal tarzların elementlerine parçalarında yer veren, ödüllü vokalistleri Sade Adu denince akıllara gelen, 1983 yılından günümüze kadar 50 milyondan fazla albümü satın alınan Londra, İngiltere’li Sade’in yeni bir albüm daha çıkaracağı haberi doğrulandı. Yeni altıncı Sade albümünün adı “Soldier Of Love” olacak ve gelecek yıl 8 Şubat tarihinde RCA Label Group bünyesinde piyasaya sürülecek. Sade’in daha önceki ilk beş albümü de Amerika’nın ilk 10 listesine girmeyi başarmıştı. Şimdilerde topluluğun “No Ordinary Love”, “Smooth Operator” ve “Your Love Is King” gibi çok tutulan parçalarının yanına yenilerinin eklenip eklenilemeyeceği konuşuluyor.

BAĞLANTI NOKTALARI

http://www.sade.com

http://www.myspace.com/sade

Grammy Hall Of Fame’de 25 yeni kayıt…

Müze toplam 851 kaydı onore etmiş oldu!

Grammy Hall Of Fame için 25 yeni kaydın (yine parça, albüm vs. fark etmeksizin) söz konusu olduğu açıklandı. The Recording Academy başkanı Neil Portnow’a göre tarzlar (komedi, rock, reggae, caz, r&b gibi…) geniş tutuluyor. Los Angeles’taki Grammy Müzesi’nde şu liste sergilendi:

“As Time Goes By” – Dooley Wilson (1944), “Birdland – Weather Report (1977), “California Girls” – The Beach Boys (1965), “Catch A Fire” – Bob Marley & The Wailers (1973), “Class Clown” – George Carlin (1972), “Crazy He Calls Me” – Billie Holiday (1949), “Dippermouth Blues” – King Oliver & His Jazz Band (1923), “Don’t Get Around Much Anymore” – Duke Ellington (1940), “Ella And Basie” – Ella Fitzgerald And Count Basie (1963), “Feliz Navidad” – Jose Feliciano (1970), “For Me And My Gal” – Judy Garland & Gene Kelly (1942), “His Eye Is On The Sparrow” – Mahalia Jackson, “I Feel Like Going Home” – Muddy Waters, “It’s A Man’s Man’s Man’s World” – James Brown (1966), “Jazz Samba” – Stan Getz And Charlie Byrd (1962), “Kansas City Stomps” – Jelly Roll Morton (1928), “Lazy River” – Louis Armstrong (1931), “…Plays WC Handy” – Louis Armstrong & His All-Stars (1954), “Mr. Bojangles” – Nitty Gritty Dirt Band (1970), “Pearl” – Janis Joplin (1971), “Riders On The Storm” – The Doors (1971), “Twist And Shout” – The Isley Brothers (1962), “Who Do You Love?” – Bo Diddley (1956), “You Made Me Love You” – Harry James & His Orchestra (1941), “Zip-A-Dee-Doo-Dah” – Johnny Mercer (1946).

BAĞLANTI NOKTALARI

http://www.grammy.com/Recording_Academy/Awards/Hall_Of_Fame

Nina Simone 2012 yılında sinemalarda!

Sanatçıyı Mary J. Blige canlandıracak!

Yaklaşık 50 yılını müziğe veren Nina Simone’ın vefat ettikten 6 yıl sonra hakkında yeni bir film çalışması yürütüldüğü açıklandı. Filmde Simone’ın otobiyografisi ve Clifton Henderson ile olan ilişkilerinden bahsedilmesi planlanıyor. Televizyon yazarı Cynthia Mort (Roseanne, Will & Grace)’un ele aldığı filmin başrolünde Mary J. Blige oynayacak.

Unutulmaz caz müzisyenleri ve klasik piyanistler arasında yer alan sanatçının, “Ben müzikle ilgilenmedim, o bana Tanrı’nın hediyesiydi” sözleri akıllardan çıkmamıştı. Şu an proje aşamasındaki filmde hayatı anlatılacak olan Nina Simone’ın yeteneği ve ifade tarzı kraliçeyi 20’inci yüzyılın muazzam müzisyenleri arasına sokuyor.

BAĞLANTI NOKTALARI

http://www.ninasimone.com

http://www.myspace.com/ninasimone