God Is An Astronaut – God Is An Astronaut

Durun ve soluklanın, sonra kulak verin!

Durun ve soluklanın, sonra kulak verin!

12 Kasım’da Jolly Joker Balans’ta performans gösterecek olan İrlanda’lı topluluk God Is An Astronaut’un son albümünü özellikle kritiğe tabi tutuyoruz. Bize son CD çalışmalarını gönderen Niels’ın bu yazılanlardan haberi var ve kendisi etkinlik tarihi yakınken ülkemiz dinleyicilerin hazırlık yapmalarını istiyor. Bu konserde Blogger Schizo! yu misafir listelerine aldığı için kendisine bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.

GIAA’in Türkiye’de has bir dinleyici kitlesi var. “God Is An Astronaut” isimli dördüncü albümlerini çoğu GIAA hayranı dinlemiştir. Kendi eksenleri içersinde etkileyici ve başarılı bir müzik yaptıkları yine bu albüm sayesinde söylenebiliyor. Yere göğe sığdırılıp sığdırılamadıkları konusu dinleyici profiline göre değişim gösterse de ülkemize yeniden gelmelerinden ötürü sevenlerinde tatlı bir heyecan olduğu şimdiden fark ediliyor.

Uzun uzadıya bir topluluk geçmişi olmayan ama birçok kayıt çıkaran, aktif bir topluluk olma hüviyetine sahip enstrümantal post-rock alanında müzik yapan üçlünün hakkında aslında söylenebilecek bir çok şey var. Anlamlı parça isimleri, müzik bütünlükleri, dinleyenlerin kendilerinden bir şeyler bulabilmeleri derken kendilerinin özel bir sanat icra ettiklerini kavrıyorsunuz. Bu sebeple parçalarından herkese göre bir şeyler var denilebilir.

Finlandiya’dan Türkiye’ye ‘tam zamanında’ geçecek olan ekibin Dave King imzalı albüm kapağının Kasım ayları düşünülerek çizildiğini belirtelim. Müzik bakımından; açılış parçaları “Shadows”, albümün en iyi parçalarından biri olan “Echoes”, kış aylarının ideal parçalarından “Snowfall”, mükemmelliği ile nefesleri kesen “First Day Of Sun” parçası, neleri var neleri yok ortaya koydukları single çalışmaları “No Return” ve harika piyano sesleri içeren “Remaining Light” parçaları dikkat edilmesi gerekenler olarak işaretlenebilir.

Ortalama bir saat süren bu zengin albümü dinlerken farkında olmadan geçmişin izinde gidiyor, sanki tamamlayamadığınız bir şeyleri GIAA ile tamamlayabiliyorsunuz. Bu önemli vesile ile ekiple aranızda güzel bir bağ gelişiyor. Her parçada ayrı bir tat, ayrı bir duygu seli yaşayabiliyorsunuz. Revive Records etiketli bu albümün MP3 formatına $8 ödemeyi düşünürseniz GIAA desteklerinizi bekliyor, buraya tıklayın!

PARÇA LİSTESİ

01. Shadows, 02. Post Mortem, 03. Echoes, 04. Snowfall, 05. First Day Of Sun, 06. No Return, 07. Zodiac, 08. Remaining Light, 09. Shores Of Orion, 10. Loss.

BAĞLANTI NOKTALARI

http://www.godisanastronaut.com

http://www.myspace.com/godisanastronaut

http://www.superadmusic.com

God Is An Astronaut

12 Kasım'da Jolly Joker Balans'talar!

12 Kasım'da Jolly Joker Balans'talar!

Merhaba Niels! Başlangıçta müziğin içine nasıl girdin ve seni müzisyen yapan ne oldu?

10 yaşındaydım, Metallica’nın “Kill ‘Em All” albümünü dinliyorken Cliff Burton’ın bas sololarını işittim ve bu sesleri çıkarmanın harika olabileceğini düşündüm. Yıl sonunda babam bana ilk bas gitarımı aldı, onun bas gitaristliğini yaptım ve bana nasıl çalacağımı öğretti.

Müzik yazarken ne tip ilerlemeler kaydediyorsunuz? Oluşturduklarınız hayatın ne kadar içinden?

“God Is An Astronaut” albümünün yapımı başlangıcında melodi ve duygular çok önemliydi, parça yazarken odak noktamızı hala bunlar oluşturuyor. Yapabildiğimiz kadar yaptık, karakterlerimizin ve duygularımızın tamamının hayattan olduğunu düşünüyorum ya da en azından bu hayattan kaçış olduğunu düşünüyorum.

Çalışınızı etkileyenler kimlerdir ve sizleri hayran bırakan diğer İrlanda sanatçılarından bahsedebilir misiniz?

Başladığımızdan bu yana ilham kaynaklarımız değişmedi, sadece severek seslendirdiğimiz müzikleri yapmak istiyoruz. Tarz olarak ’90 döneminin rock, dans, big beat ve elektronik müzik sanatçılarından esinlendik. İrlanda’dan “Whipping Boy” ve “My Bloody Valentine” topluluklarından ilham aldık.

Bu yıl yeni GIAA albümü üzerine çalışıyorsunuz. Gelecek albümünüzün öncekilere göre farkı ne olacak?

Gelecek kaydımız daha fazla duygulu ve daha çeşitli olacak. Bütün parçaların üretimini aynı şekilde yapmayacağız; bazıları büyük çaplı ve yoğun olurken, bazıları tamamen yumuşak olacak. Gelecek albümümüzü son albümümüz kadar kavramsal yapmak istemiyoruz ama daha sıkı bir kayıt ve güçlü bir rock prodüksiyonu olması için uğraş vereceğiz.

İleride yeni albümünüzün tanıtımı için liste başı görüneceğiniz turlara çıkacak mısınız?

Evet, gelecek yıl 2011’e doğru bir dereceye kadar mümkün görünüyor. Bir yıl kadar da olabilir, sonra kesebiliriz.

“Shining Through” isimli single parçanızın arkasında yatan hikaye nedir?

Bizler daima yeni parçalar yazıp kaydederiz, “Shining Through” hayranlarımız için hazırlanmış ücretsiz bir parçadır. Bu parçanın yeni bir versiyonu gelecek albümümüzde yer alacak.

7 yıl sonra hala aynı reaksiyonları alıyor musunuz?

İlk günlerimizden bu yana umduğumuzdan daha fazla tepki aldık. Tepkiler hala çok iyi ama daha fazla tanındıkça eşit ölçüde nefret mesajları da aldık.

Gün ışığına çıkacak olan yayınlanmamış materyalleriniz ya da kaydedilmiş canlı şovlarınız var mı?

Çok fazla müzik yazdık, şu anda 30 tane yeni parçamız var ve gelecek albümümüzde sadece 9 ya da 10 tanesini kullanabiliriz. Günün birinde B-side tarzında ücretsiz bir şeyler çıkarabiliriz.

Savaş, terörizm ve din hakkında ne hissediyorsun?

Hepsini aşamaz mıyız? Evet, ama politikacılar, dini liderler insanları düş kırıklığına uğratmaya devam ederler. Şahsen bayrak dalgalandırmaya meraklı biri hiç olmadım ve dini eğilimler içersinde değilim. Belki birgün din ya da politikacılar adına insanlar birbirlerini öldürmezler, ama o gün, üzücü ama çok uzaklarda görünüyor.

Yollardan bir sürü öykünüz vardır. En beğendiğiniz hangisi, en az sevdiğiniz hangisi?

Öyle çok fazla bir öykümüz yok, bizim turlamamız bir yerden öbür yere geçmek için kamyonete bir günde ortalama 7 saat boyunca tıkılmamız demek oluyor. Belçika’da bir festival vardı ve feribotumuz iptal edilmişti, onu kullanabilmek için çok uğraşmıştık, bu arada sahnene bizleri görmeyi bekliyorlardı, bir buçuk gün uyanık kaldık, daha kötüsü şovdan sonra İrlanda’ya aynen geri dönecektik. Eve döndüğümüzde 72 saat uyumadığımızı fark ettik, garip olan şeyler hep sonradan insanın aklına geliyor…

Sahnedeyken yaşadığınız en en eğlenceli şey neydi?

Bize çeşitli eşyalar fırlatılmıştır; Erich Von Däniken’in kitapları, sütyen (biraz daha lütfen) ve hatta bir festivalde parçalanmamış ağaç.

Müzik yapmadığın zamanlarda en çok hangi albümleri dinliyorsun?

iPod listeme göre en çok Metallica dinliyormuşum.

“Fragile” adlı parçanız birkaç yıl önce MTV2 İngiltere ve MTV The Comedown Şovu’nda çalınmıştı. Neler hissetmiştiniz?

Birkaç yıl öncesi için harika bir başarıydı, plak firması haricinde anlaşması bulunmayan bağımsız bir topluluğun videosunu MTV’de görebilmek nadir bir şeydir. Sonrasında kendimizi kısa süreli de olsa yıldızmış gibi hissetmiştik.

Şu anki post-rock müzik sahnesi için ne düşünüyorsun?

Yapılmakta olan birçok iyi müzik var, belki müziğin diğer türlerine göre kıyaslarsan küçük dinleyiciler için çok fazla müzik var denilebilir. Bence bu müzik daha genişleyecek ve diğer müzik sahneleri gibi sözleşmeli yapılacak.

Söyleşi için teşekkürler, umarım Kasım ayında görüşürüz!

Teşekkür ederim! Niels.