Çek topluluk Root’un eski toprak black metal dinleyicileri tarafından hakkı teslim edilen “The Temple In The Underworld” adlı üçüncü albümleri I Hate Records etiketiyle yeniden piyasaya sürüldü. Albüm 1992 yılında çıktığında on parçaydı, şimdi ise ikramiye parçalarla birlikte on beşi bulduğu görülüyor. En son iki yıl önce “Daemon Viam Invenient” isimli sekizinci stüdyo albümlerini piyasaya süren topluluğun hala aktif olduklarını belirtelim. Kendilerinin gelecek yeni albümlerini beklerken ilk dönem albümlerini dinlemek büyük keyif veriyor. Root arşivini büyütmek isteyenler için ideal bir albümden daha bahsedeceğiz.
Yağmur sesleri ve piyano eşliğinde giden etkileyici bir giriş çalışmasıyla “The Temple Of The Underworld” albümü açılıyor. Düşük bir tempoyla başlayan ve devam eden gerçek başlangıç sonradan meydana geliyor, “Casilda’s Song” parçası ile kendine has vokaliyle Big Boss tekrar bizleri selamlıyor. Albüm adını taşıyan “Temple Of The Underworld” parçasında Big Boss’un yorumları daha farklı şekilde kulağa geliyor, bu parçanın sonlarına doğru enerji artıyor ve dinleyenler mutlu ediliyor. İçersinde Root’tan beklenen her şeyin olduğu bir albüm için en iyi parçalardan biri denebilir. “Aposiopesis” parçasıyla Big Boss’un temiz vokaller ile neler yapabileceği ortaya konmuş oluyor, kendisinin bu tarzını diğer albüm parçalarında çok fazla göremiyoruz. Bahsettiğimiz parçanın bir de video klibi olduğunu hatırlatalım.
“The Solitude” parçasında ıssızlık havası yaratılıyor, sonraki “Voices From…” parçasında ilahi tarzında seslendirmeler yapılıyor. “The Wall” parçası albümde “Temple Of The Underworld” parçasından sonra kendisini kalitesiyle belli eden, ilk kısmının sözsüz olarak geçtiği bir parça; az kelam, daha çok ezgi diyebiliriz. “The Old Ones” parçası bu albümde konser versiyonu (2004 yılına göre kayıt zayıf duruyor) olmak üzere iki tane var, yine Root’un tarzını ortaya koyan bir parça ve kendilerinin diğer birçok parçasında olduğu gibi thrash metal tarzından beslendiklerini gösteriyor. “Message” parçasındaki etkileyici havayı koklamamak mümkün değil, albümdeki on beş parçaya benzemeyen bu parça Root’u tanımayan birine dinletildiğinde “nasıl black metal bu?” dedirtebilir, dedirttiği gibi de karşı taraftan “sevdim bunu!” yanıtı alınabilir.
“My Name…” parçası akustik, temiz vokalli bir parça ve Big Boss yine anlatacaklarını her kesime hitap edecek şekilde anlatıyor. “My Deep Mystery” parçası iyi seçilmiş bir ikramiye, adı gibi gizemli ve dinledikçe içinde kayboluyorsunuz. “Freebee” parçası üzerinde konuşmaya pek değmiyor, olmasa da olurdu denecek cinsten bir parça denebilir (bir nevi outro, ama başarısız duruyor). “Poslové & Temnot” parçası yine thrash metal müziğinden nasibini aldığı gibi, Big Boss’un parçayla uyumlu giden vokallerini ihtiva ediyor. “My Name…” parçasının ilk halinin dinlenmesi gerekir ki vokal konusunda Big Boss’un üstat olduğunu gösteriyor, hatta vokali parçaya fazla geliyor denilse yeridir. Şeytan’ın artık bizlerden biri olduğu şu zamanda Root bizlere uzak görünmüyor. Bu albüm karanlık ve yeraltından gelen bir ses gibi!
PARÇA LİSTESİ
01. Intro, 02. Casilda’s Song, 03. The Temple In The Underworld, 04. Aposiopesis, 05. The Solitude, 06. Voices From…, 07. The Wall, 08. The Old Ones, 09. Message, 10. My Name…, 11. My Deep Mystery, 12. Freebee, 13. Poslové & Temnot (Version 1993), 14. My Name… (Version 2001), 15. The Old Ones (Live).
BAĞLANTI NOKTALARI